31 Ekim 2011 Pazartesi

bu gece müziğim kayboldu
telefonum ses vermedi beni yalnız braktı oysaki onla 1 saat tek basıma yürümeye razıydım
 If I broke your heart last night
It's because I love you most of all

22 Ekim 2011 Cumartesi

aşkttan başka
içini paylaşamama korkusu gibi. sanki sana
 seni isteyenler senin istediğini veremeyecek
beni isteyenler bana istediğimi veremiyecek.
hissetmeden paylaşmamak en güzel kalsın hep.
dayanamıyorum
dayanamıyorum
sinirden mi üzüntüden mi ağlıyorum belli değil
sadece 1 hafta sonrasına götürse beni zaman makinası , daha iyi olacağım söz.

çok şükür bu blogtan cok az insan haberdar.


Seninle aramızda ne var biliyor musun?
Zoraki yol ayrımları, kilometre tabelaları var.
Öpüşürken gözlerini yuman balıklar,
Faili meçhul intiharlar var aramızda…
Yüksek kaldırımlar, alçak basınçlar var.
Seninle aramızda coğrafya nefretim var benim.
Süt dökmüş kedilerin suskunluğu var.
Saat farkı var,
Ekvator var,
İçindeki balık öldü diye yas tutan rakı şişeleri var.
Yirmi üç derece yirmi yedi dakika ateşim var benim.

21 Ekim 2011 Cuma

winston light bile eskisi gibi değil

gününüz zaten bok gibiyse

bir kargo her seyi daha da boka cevirebilir. Bir kolonya, bir koku, boğazınızda koca bir düğüme ve engelleyemediğiniz göz yaşlarına sebep olabilir.
Ve siz göz makyajınız varken ağlamamalısınız, yoksa sizi "emo core" fanatiği sanabilirler.
Ve "yine mi emo-core of cok sıkıldım"

20 Ekim 2011 Perşembe

mantık:1-duygular:0

Kaybettik.

cahit tomruk: aşığım... aşık... yaktı beni... yaktı beni...
şeref: yapma oğlum... yapma oğlum... yapma be aptallık yapma... yapmaaa... sikecem aşkını. kestin sağını, solunu, her tarafını. aşk ne demek sen biliyor musun hee? aşk böyle lunaparkta ki tahta ata benzer; üzerinde hani bir ileri bir geri böyle gidiyormuşsun gibi bir his, sanki bir yere gidiyorsun, ayağın yerden kesiliyor, bir coşku, bi sikime gittiğin yok.
cahit tomruk:abi... hehh... abi sen var yaa... sen hiçbir şey anlamıyorsun tamam mı? sen beni anlamıyorsun.
The longer it takes the more it goes to waste
I want to believe you but I can’t feel a thing
The more that you get the less you are











kalbim acıyor

13 Ekim 2011 Perşembe

3 Ekim 2011 Pazartesi

Yanımda uyumasını özlüyorum. Hep buz gibi olan ellerim ve ayaklarım onun sayesinde ısınsa. Buz gibi elimi t-shirtünden içeri soktuğumda çok üşüse de kaçmasa, ayaklarım bacakları arasında ısınıverse. Sarılıp uyumayı özlüyorum.

2 Ekim 2011 Pazar

eşofmanım bile yok
anlıyor musun 
hadi gülümse
- hiç kimseyi mi özlemedin?
- özlemedim, özlersem üzülürüm.